10.20.2011
minicik bir ipod'un düşündürdükleri...
Ilk Ipod'umu 2005'te, bu ülkeye ilk geldiğimde, üniversitenin kitapçısındaki "Mac bilgisayar al, Ipod'u bedava olarak verelim." kampanyasıyla almıştım. Sanırım 2. nesil, videosuz, simdikilere kıyasla kalınca beyaz bir Ipod'du kendisi... Hakkını yemeyelim, işimi de çok gördü, ama artık emekliye ayrılması gerekiyordu...
Geçen hafta, tam da Steve Jobs'ın ölüm haberinden 1 hafta sonra, arkasına Jobs'ın çok sevdiğim ve aklımda tutmaya çalıştığım sözü stay hungry, stay foolish yazdırdığım Ipod miniciğim geldi... kendisi [bkz. üst resim] gerçekten minicik birşey...
Her neyse, geçen gün spor salonundayken birden Hotel California çalmaya başladı... ve aklıma 1998 senesi düştü birden. Orta 3'teydim, sony marka bir walkman'ım vardı. 90 dakikalık bir kasede (evet evet kaset) arkalı önlü olmak üzere radyodan kaydettiğim Hotel California çekmiştim. Haliyle repeat düğmesi yoktu, ve geri sarmak da çok pil harcıyordu...
2011'e fast forward ettim tekrardan düşüncelerimi... Şimdi dinlediğim Hotel California Itunes'dan alınmıştı, radyo çalacak da kaydedeceğim diye hazır kaset bekletmeme gerek yoktu. O radyo kaydını alıp 90 dakikalık bir kasede çekmeme de gerek yoktu, repeat gibi bir icat vardı... Ayrıca AA pil de harcamıyordum artık, pili içindeydi (pil ömrü ayrı dava)...
Bütün bunlar 14 sene içinde oluvermişti... 1998'de doğan yeğenler koca adam oldular. Bırakın ortaokulun lisenin bitmesini, doktora bitiyor... Sevdiklerim çook uzaklara gidiyorlar [bir daha göremeyeceğim], ama yerlerine minik minik başka sevdiklerim geliyor...
çok sevdiğim şehrimde bile değilim...
ey ayşe, gelir miydi aklına şunlar, 1998'de, doldurduğun 90 dakikalık kasetteki radyo kaydı Hotel California'yı dinlerken?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
ben de radyodan çekim yapardım, ve o kötü ses kaydıyla nasıl mutlu olurdum:)
Ayşe'cim çok güzel günlere götürdün beni
sevgiler
Post a Comment