şimdi efendim, bir önceki postu yazdıktan 3-4 saat sonra elektrikler gittiii! Hatırlatırım, evimin ısıtması ve ocak elektrikle çalışıyor, buzluktakilerden hiç bahsetmiyorum bile... Sabah kalktığımda elektrikler hala yoktu, mark & spencer's termalleri çifter çifter giyip üzerine de 2 yün kazak giydikten sonra oturdum. Süt henüz bozulmamıştı (heralde artık bozulmuştur), kahvaltı ettim biraz çalıştım, örgü ördüm, örüp bitirdiğim çorapları giydim. Londra'ya giderken başladığım (30 Temmuz) Elif Şafak'ın İskender'ini bitirdim... İnsanlar elektrik bulunmadan önce nasıl yaşıyorlarmış düşündüm, bir cevap bulamadım.... Şu an itibariyle 34 saattir elektrik yok. Aslına bakarsanız hepimiz sürdürülmesi zor (unsustainable), ince, teknolojiye bağımlı hayatlar yaşıyoruz.
Saat 5'i geçmeye başlayıp hava kararınca, ve de bizim site görevlisine sonunda ulaşıp "elektrikler Çarşamba gününe kadar gelemeyebilir" cevabını alınca hafiften panik olmaya başladım. Önce Dr.H'i aradım, sağolsun oralardan Western Mass Electric Company'i arayıp bilgi aldı... Bu arada tabii cep telefonlarının da bir çekip bir çekmediğini söylememe gerek yok değil mi? Önce evde kalıp eskimo gibi giyinip uyusam diye düşündüm, vazgeçtim. Arkadaşım Shawn'ı aradım, ofisteymiş, okulda elektrik ve internet varmış. Tam o sırada evsahibi aradı, evlerinin elektriği de gelmiş. Onda kalabileceğimi söyledi. Neyse ben 3-5 parça kıyafeti, bilgisayarımı, cep telefonumu ve pasaportumu yanıma alarak okula yürümeye başladım. Hesabım otobüsü yakalayıp yemekhanede S ile buluşmaktı... Ama otobüs bizim durağı atlıyormuş kar yüzünden. Bata çıka, kaya kaya yemekhaneye geldim. Yemek bittikten sonra otobüsü beklemeye başladık, kendisi hiç gelmedi. Bizi kasaba merkezine götürecek başka bir otobüse binerek downtown'a geldik... Otobüsten inince son 7 yıldır yüzlerce kere kullandığım durağı tanıyamadım. Büyükçe bir ağacın yine büyükçe dalları kırılıp yerlere eğilmişti... Elektrikler yoktu, etrafta biryerlere gitmeye çalışan bizim gibi insanlardan başka kimseler yoktu, kapkaranlıktı. Birden gözümün önüne The Day After Tomorrow filmi geldi... Tamam, o kadar feci olmasa da çok harika değildi durum. Göztepe SSK'dan Saraçoğlu'na kadar olan bir mesafeyi yürüyerek eve geldik... Şu 28 senelik ömr-ü hayatımda kırk yıl düşünsem böyle birşey yaşayacağım aklıma gelmezdi...
Artık küçükken nasıl dua ettiysem bol bol kar göreyim diye, İrem'in dediği gibi dualar er ya da geç cevap bulurmuş...
*Woody Allen.
4 comments:
amanın neler olmuş orada... şu hayatta tahamül edemediğin bir şey varsa o da üşümektir - bir de üşümemek için kat be kat giyinmektir - o yüzden daha bir zor geldi anlattıkların. en kısa zamanda mevsim normallerine dönemenizi dilerim :)
Ayse, bu nasil bir hava boyle! Ve nasil bir elektrik kesintisi! Ozlemeyeceklerin listesinde yer alacak gibi gozukuyor!
aysecim gecmis olsun. umarim hallederler sorunu, elektrikleriniz gelir biran once. yoksa atla gel philly'e.burda hersey normal suan.
@Banushka, likewise diyesim geldi. Boyle kat kat giyinmeyi hic sevmem, kalin kazak sevmem! Sanirim bu onumuzdeki gunler biraz daha iyi olacak... Karlar erirse bir de, sahane olur, ama pek umitli degilim.
@Burcu! Dogru soze ne hacet, dur hemen update edelim.. :)
@Gulaycim, cok cok tesekkur ederim davetine... Cok sukur bugun halletmisler sanirim... Bizim burasini ozellikle cok fena vurmus (western mass, northern conn civari)... :) Insallah daha keyifli bir zamanda gelirim Philly'e...
Post a Comment